Tarihte Datça

Datça, Akdeniz ile Ege denizini buluşturan 235 km.lik sahil bandında, pırıl pırıl, masmavi, akvaryum niteliğinde,52 irili ufaklı koya sahiptir. Büyük yerleşim merkezleri ve sanayi tesisleri olmayan ilçemizin havası kadar denizi de olağanüstü temizdir. İlçemizde 7 mavi bayraklı plaj bulunmakta ise de diğer tüm noktalarda da aynı gönül rahatlığı içinde deniz keyfi yaşamak mümkündür.

Datça yarımadasındaki buluntuların tarihi M.Ö 2000’lere kadar dayanır.Bilinen ilk yerli halk Karlar. En parlak dönem Dorlar döneminde yaşanmıştır. M.Ö 1000 yıllarında Trakya üzerinden güneye inerek Yunanistan üzerinden bölgeye gelmişler.

Bugünkü Datça ilçesi merkezinin 1,5 kilometre kuzeydoğusundaki Burgaz Mevkii’nde Knidos’u kurmuşlar. Knidos’un ilk kurulduğu yer olan Burgaz yerleşimi dönemine ait.

Kalıntılar 1998 yılından beri T.C. Kültür Bakanlığı adına O.D.T.Ü tarafından Alman Bilimsel Araştırma Kurumu işbirliği ile Gerda -Henkel Vakfının katkılarıyla kazılıyor.Prof Dr. Numan Tuna’ya göre antik dönemin ünlü tarihçisi Heredot’un eserinde sözünü ettiği 6 Dor şehir birliğinin toplanarak Apollon adına yarışmalar düzenledikleri yer burasıydı ve yarışmada birinci gelenlere verilen ödüllerin konulduğu ünlü Apollon Tapınağı da burada bulunuyor.

Apollon Tapınağın’da yapılan kazılarda M.Ö. 8.-9. yy’la kadar eskiye giden votivler, adaklar, heykeller, boğa, şahin ve savaşçı figürinleri bulunmuş; tapınak ve etrafında yapılan kazılarda daha sonraki dönemlerde başka tapınak ve kiliselerin de yapıldığı ortaya çıkarılmıştır.


Knidos Dor uygarlığının merkezi olmuş M.Ö. 546’da Lydia devletinden Persler’in egemenliğine girmiştir.Oldukça fazla sayıda arkeolojik kalıntı barındıran yarımada, tarih boyunca önemli uygarlıklara yataklık etmiştir. Bunlardan en önemlisi Knidos antik kentidir.

Yarımadada bulunan yakın döneme ait 28 kilise kalıntısı, bölgenin aynı zamanda mistik bir kökene sahip olduğunun kanıtıdır.

Genel tarihini kısaca özetlersek; Datça önce Karya’lıların, M.Ö. 1100 yılından sonra da Dorların egemenliği altında kalmıştır.Knidos,ticari nedenlerle M.Ö.4.yüzyılda yarımadanın uç noktasına bugünkü görkemli kalıntıların izlendiği yere taşınmış. Dorlar ve Romalılar yeni Knidos’a çok sayıda tapınak yapmışlar.

Datça üç “B” siyle ünlü derler; balı, bademi ve balığı. Oysa Datça’nın ününe ün katan bir şey varsa,bu da yollarının sapalığı olmuştur bugüne dek.Halkının,”çıkmaz sokak” diye tanımladığı,,kuzeyine Ege’yi,güneyine Akdeniz’i almış Datça Yarımadası,bugün bu kadar bakir ve vahşi bir doğaya sahip olmasını,aslında büyük ölçüde coğrafi sıkıntılara borçlu.

Datça bademi Türkiye’nin en lezzetli bademidir. Nurlu’su, Ak’ı, Kababağ’ı, Dedebağ’ı, Sıra’sı ve Diş’iyle çeşit çeşit badem bulunuyor. 

En kalitelisi Nurlu, en kolay yeneni kabukları ince olan Diş’li bademdir.Bademin dış kabukları yeşil ve taze iken yenilenine Çağla denir.Latince ismi Prunos Amygdalus ve Prunusdulcis’dir.Biri tatlı diğeri acı badem olup, fosfor, çinko, bakır,kalsiyum, demir ve özel yağlar içerir. Besin değeri çok yüksek olan ve eczacılıkta bir çok alanda kullanılmaktadır.

Datça bademi şu anda dünyanın en iyi bademi olarak kabul edilmekte olup, ikinci sırada Amerikan bademleri gelmektedir.

Marmaris – 69 km

Dalaman – 155 km

Cumalı – 22 km

Emecik – 17 km

Hızırşah – 5km

Karaköy – 8 km

Kızlan – 7 km

Mesudiye – 15 km

Sındı – 20 km

Yaka – 17 km

Yazı – 24 km

  • Balıkaşıran – Çatı Limanı
  • Aktur
  • Apollon Tapınağı
  • Özil Plajı
  • Gebekum
  • Sörf
  • Kızlan Değirmenler
  • Hızırşah
    Eski Hızırşah Camisi
    Batır Kilisesi
    Batır Kalesi
    İpek böcekçiliği ve dokumalar
    Hacetevi Tepesi
    Seramik atölyeleri
    Hızırşah Camii
  • Dalgıçlar ve sualtı